![Kasabanın Öğretmenleri](/assets/artwork/1x1-42817eea7ade52607a760cbee00d1495.gif)
![Kasabanın Öğretmenleri](/assets/artwork/1x1-42817eea7ade52607a760cbee00d1495.gif)
![](/assets/artwork/1x1-42817eea7ade52607a760cbee00d1495.gif)
![](/assets/artwork/1x1-42817eea7ade52607a760cbee00d1495.gif)
Kasabanın Öğretmenleri
-
- 0,99 €
-
- 0,99 €
Descripción editorial
Yıllar geçmiş, öğretmen olmayı istemem dışında hiçbir şey gerçek olmamıştı. Neden öğretmen olmayı istedim, onu da bilmiyorum. Ailemin yaşadığı onca sıkıntıya rağmen öğretmenlikten başka bir meslek düşünememiştim. Çocuklara olan sevgimdendi belki. Ya da babamın şu sözleriydi bütün hayatıma yön veren: “Aklından çıkarma; dünyanın en güzel mesleğidir öğretmenlik. Parası az ama olsun. Herkes bir şey yapar: Demirci demir döver, bankacı para sayar… Mühendis plan yapar… Doktor, yaraları sarar. Asker, yeri gelir kan döker. Her meslek zordur. Hatta pistir. Mesela ameliyat yapan doktoru düşün. Can kurtarmak güzel ama, eline bıçak alıp insanların organları dışarıya çıkarıyorsun. Zor değil mi? Ama öğretmen, her sabah öğrencilerinin ışıl ışıl gözlerine bakar. Bebek yüzler gelir karşına… Sana günaydın derler. Koşar sarılırlar. Cıvıl cıvıl bir şeyler anlatırlar. Her gün onlarla sohbet edersin. Büyüdüklerine tanık olursun. Anlattığın şeyleri öğrenirler. Bahçede koşarlar. Her yere neşe dolar. Böyledir öğretmenlik… Kirlenmezsin. İçin hep temiz kalır. Çocuk gibi safça yaşamak istersin… Onlar sana her gün hayatın ne kadar güzel olduğunu hatırlatırlar… Hep öğretmen olmak istemiştim ben. Belki bir gün sen de olursun…”